Semih Çelik isimli şahıs, 19 yaşındaki Ayşenur Halil’i öldürdükten yarım saat sonra aynı yaştaki İkbal Uzuner’i vahşice öldürdü. Tüyler ürperten bu cinayetlerin ardından pek çok ünlü isim hem sosyal medya hesaplarından hem de magazin gazetecilerine konuşarak tepki gösterdi. Serenay Sarıkaya’nın hiçbir şey yayınlamaması eleştirilere yol açtı.
Ardından Sarıkaya’nın İşte Dergisi’ne gazetecilere verdiği röportaj gündem oldu. “Yani bu konuda söylenecek fazla bir şey yok sanırım. Çünkü sonsuz, tüyler ürpertici, inanılmaz şeyler yaşıyoruz. Her şeyi çok kısa bir sürede yaşadık. Artık söylenecek bir şey yok sanırım. Bir şey artık yapılması gerekiyor” dedi.
İstanbul Sözleşmesi konusu gündeme geldiğinde ise şunları söyledi: “Aslında bu konuda söyleyecek bir şeyim yok. Bir kadın olarak konuya daha duygusal bakıyorum, binlerce sebep var ama sonuç önemli artık. ” Ünlü oyuncunun bu açıklaması kimseyi tatmin etmedi ve tepkilere yol açtı.
AÇIKLAMA YAPTI VE ATEŞ PÜSKÜRTTÜ!
Tepkilerin nedenini açıklayan Serenay Sarıkaya, sosyal hesaplarından tepki gösterdi. Sarıkaya kendine gel!!! Evet, İstanbul Sözleşmesi sizi yaşatacak! Yıllardır söylüyoruz. Oradan yol haritasını zaten çizdik. Sokak hayvanları yasasını kaldırın dedik! Şiddetin her türlüsüne dur dedik!! Bu konularda bir doğru vardır ve yapılması gereken de bellidir!! “Birinin bir şey söylemesi, söylememesi, doğru ifade etmesi, yanlış ya da eksik ifade etmesi gerçeği değiştirmez ve değiştiremez” dedi.
Sarıkaya, açıklamasına şu sözlerle devam etti: “Belki siyasi bir insan olmadığım doğrudur, belki aktivist bile değilim ama bu duygusal bir varlık olarak hakikatin kendisiyle ilgilenmediğim anlamına gelmez. özellikle bir kadın olarak hiçbir şey yapmadığımı, hissetmediğimi ya da kayıtsız kaldığımı “hatta söylenen sözlerin bizi asıl amaçtan uzaklaştırdığı ve sürekli aradığımız bir dönemde olduğumuzu anlıyorum. öfkemizi ve hayal kırıklığımızı dile getirebileceğimiz diğer konular.”
“Artık her şeye kızgınım ve tahammülüm yok. Ama tüm öfkemizi birilerinin üzerine kan kusarak, kötüyü, yanlışı, eksik olanı abartarak çıkaramayız. İyiyi, doğruyu genişletmemiz, çoğaltmamız lazım. İşte tam da burasıdır.” Sorun şundan kaynaklanıyor: “Biz onu yok etmek istiyoruz.”
“BENİM VEYA BAŞKA KİMSENİN SORUNU DEĞİL”
“Zamanı gelince tek bir hedef hakkında şu ana kadar söyleyemediklerimizi söyleriz ve söyleriz, artık sadece hedef alınan kişilerde kalır. Seviye! Konu ne beni ne de başkasını ilgilendiriyor… Mesele şu ki sosyal medyada bunu yapmış.” Onun yapmadığını unutmayalım, tahtaya yazalım. Sorun şu ki, söylenen her şey yetersiz ve anlamsız… Artık konuşacak yerimiz yok, artık incinecek yerimiz yok…”
“Bize bunu hissettiren, bizi bu kadar savunmasız kılan nedenleri unutmamalıyız! Artık somut bir değişimin, bir hareketin parçası olmak istiyorum. Bunun üzerinde çalışıyorum ve çalışıyorum. Toplum önündeki kimliğim bunu gerektirdiğinden değil. bu, ama bu ülkenin bir evladı olarak bu şarttır.” Çünkü öyle olduğunu hissettim.”